12 Nisan 2018 Perşembe

Regâib Gecesi Namazı

 
   Receb ayının ilk cuma gecesine “Leyle-i Regâib” denir. Bazı âlimlerin açıklamasına göre, Peygamber Efendimiz (s.a.a.) bu gece pek çok ruhanî ahval ve ikrama kavuşmuş olmakla Cenab-ı Hakk’a şükür için on iki rekât namaz kılmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.a.)’in bu Regâib gecesinde ana rahmine düşmüş olduğuna dair olan bir rivâyet de vardır. Regâib; istenilen, değeri çok olan, bağış, ihsan, ikram ve nefis şeyler demektir ve “rağibe” kelimesinin çoğuludur. Bu geceyi ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. 
 
   Peygamber Efendimiz (s.a.a.) buyurdu: “Bir kimse, Receb ayını oruçlu geçirir ise Allah-ü Teâlâ üç şeyi onun için gerekli kılar: Geçmiş günahalarının tümünü bağışlar, kalan ömrünün temiz geç-mesini temin eder, büyük huzura çıkılan kıyamet gününün susuzluğundan da onu emin kılar.” 
 
   Bu arada yaşlı biri kalktı; Resülullah Efendimize halini şöyle anlattı: “Ya Resülallah, ben Receb ayının tümünü oruçlu geçiremem. Buna gücüm yetmez.” 
 
   Bunun üzerine Resülullah Efendimiz şöyle buyurdu: “O halde, ilkinden bir gün, ortasından bir gün, sonundan da bir gün tutarsın. Böyle ettiğin takdirde, ayın tümünü oruçlu geçirmiş olursun. Zira yapılan iyilikler on misli sevap getirir. Ancak siz, Receb ayının ilk cuma gecesini gaflet içinde geçirmeyesiniz. O öyle bir gecedir ki; melekler o geceyi, “regâib’ diye anlatırlar. Şöyle ki: O gecenin üçte biri geçtiği zaman; semalarda ve yerlerde ne kadar melek var ise, hemen hepsi, Kâbe ve civarında toplanır. 
 
   Allah-ü Teâlâonların hallerine muttali olur ve şöyle buyurur: “Ey meleklerim, ne dileğiniz var ise Benden dileyin. 
 
   Şöyle derler: “Rabbımız, Senden dileğimiz odur k; Receb ayında oruç tutanları bağışlayasın. ’ 
 
   Onların bu dileği üzerine Allah-ü Teâlâşöyle buyurur: “Bu dileğinizi yerine getirdim.’ 
   Receb ayının ilk perşembe günü oruç tutulmalıdır. O günün akşamı cuma gecesi, akşamla yatsı arasında on iki rekât namaz kılınmalıdır.”1177" 
 
أنس أن النبىسالله عليه وسلم زكر صلاةالرغاءب وهى أول ليلة جمعة من رجب فصلى فيما بين المغرب و العشاء ثنتى عشرة ركعة بست تسليمات كلركعة بفاتحة الكتاب مرة والقدر ثلاثا و قل هوالله أحد ثنتى عشرة مرة فإذا فرغ من صلاته قل الهم صل على محمد النبى الأ مى و على آله بعد ما يسلم سبعين مرة ثم يسجد سجدة و يقول فى سجوده سبوح قدوس رب الملاءكة و الروح سبعين مرة ثم يرفع رأسه و يقول رب اغفر و ارحم و تجاوز عما تعلم إنك أنت العلى الأعظم سبعين مرة ثم يسجد ويقول مثل ماقال فى السجدة الأ ولى ثم يسأل الله و هو ساجد حاجته فإن الله تعالى لا يرد ساء له لرزين قال فى الأصل والحديث مطعون فيه 
 
   Enes (ra)’dan: 
 
   Peygamber (s.a.a.) Regâib namazından söz etti ve onun Receb ayının ilk cuma gecesi kılmacağım söyledi. Kişi o namazı akşam ile yatsı arasında altı selâmla ve on iki rekât olarak kılar. Her rekâtında bir kere Fâtiha, üç kere Kadir süresini, on iki kere İhlas süresini okur. Namazını bitirdikten sonra şöyle der:
آللهم صل على محمد النبى الامى وعلى أله 
 
   “Allahümme salli alâ Muhammedini’n-Nebiyyi’l-Ümmiyyi ve 
 
▪1177 Hz. Abdulkadir Geylani, Gunye’t-Talibin, s.551. 
 
alâ âlihi.” Bunu, selâm verdikten sonra yetmiş kere söyler. Sonra tekrar secde eder ve secdesinde yetmiş kere şunu der: 
سبوح قدوس رب الملاءكة و الروح   
 
   “Subbühun, Kuddüsun Rabbu’l-melâiketi ve ’r-rüh.” Sonra başını kaldırıp yetmiş kere şöyle der: 
 
رب اغفر و ارحم و تجاوز عما تعلم 
 
   “Rabbiğfır verham ve tecâvez ammâ ta ’lem/Rabbim bağışla, merhamet et! Hakkımda bildiklerinden geçiver.” 
 
   Sonra secdeye varır, birinci secdede söylediği gibi söyler. Sonra secde halindeyken Allah’tan hâcetini niyaz eder. Şüphesiz Allah böyle bir dilekte bulunanı geri çevirmez.”1178" 
 
   Resülullah (s.a.a.) Efendimiz şöyle buyurdu: “Allah’ın herhangi kadın veya erkek kulu bu namazı kılar ise, Allah-ü Teâlâonun bütün günahlarını bağışlar. İsterse onun günahları denizköpüğü kadar, kumların sayısı, dağların ağırlığı, yağmurların damlaları, ağaçların yaprakları kadar olsun. Ve o kimse kendi yakınlarından yedi yüz kişiye kıyamet günü şefaatçi olur. Kabrine girdiğinin ilk gecesi, bu namazın sevabı kendisine gelir. Tatlı dilli güler yüzlüdür. Ona şöyle der: “Ey dostum, seni müjdelerim, bütün zorluklardan kurtuldun.’ 
 
   O kimse bu gelene sorar: “Sen kimsin? Vallahi senin yüzünden daha güzel yüzlü birini hiç görmedim. Senden daha tatlı konuşanı da hiç dinlemedim. Senin kokundan daha güzel kokulu birini de koklamadım.’ 
 
   Şu cevabı alır: Ey dostum! Ben senin bir namazının sevabıyım. Falan sene Receb ayının şu gecesinde o namazı kılmıştın. Bu gece sana geldim ki, arkadaşın olayım, yalnızlığını gidereyim, her ne işin varsa onu göreyim. Kıyamet günü Sür’a üflendiği zaman dahi, kıyamet günü toplanılan meydanda sana başının üstünde gölgelik 
____________________
▪1178 Rezzin. 
 
edeceğim. Seni müjdelerim, yüce Mevlân’dan sana gelecek hayır hiç eksik olmayacak.”1179"
 
  Mi’rac gecesi ve 27. günü kılınan namaz: 
 
   Receb ayının yirmi yedinci gecesine rastlayan mübarek Mi’rac Gecesi’nde on iki rekât nafile namaz kılınması iyi görühnüştür. Her rekâtında Fatiha ile başka bir süre okuyarak iki rekâtta bir selâm vermeli, sonra yüz defa “Sübhanallahi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahüekber” demeli. Bundan sonra, yüz defa istiğfar ederek yüz defa da Salât ve Selâm okumalıdır. 
 
   Gavsü’l-Azam Abdulkadir Geylani Hazretleri, Gunyetü’t-Tâlibîn adlı eserinde, Receb ayının 27. gecesi kılman namaz ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz (s.a.a.)’in hadis-i şerifi şu şekilde aktarılır: 
 
   “Hibetullah’ın, Ebu Seleme yolundan bize verdiği habere göre; Ebu Hureyre ve Selman-ı Farisi (r.a.) Resülullah Efendimizin (s.a.a.) şöyle buyurduğunu anlatmışlardır: Receb ayında bir gün ve bir gece vardır ki, her kim o günü oruçla, geceyi dahi namazla geçirir ise, kendisine yüz sene geceleri namaz kılanın gündüzleri dahi namaz kılanın sevabı verilir.”1180" 
 
   Hibetullah’ın, Hasan Basri’den rivâyet ettiğine göre; 
 
   “Receb ayının 27. gecesi olduğu zaman, Abdullah b. Abbas sabaha itikâf niyeti ile çıkardı. Öğle zamanına kadar da namaz kılardı. Bu namazda şu sureleri okurdu: Bir kere Fatiha süresini, Birer kere Muavvezeteyn (Felak ve Nas sürelerini), üç kere Kadir süresini, elli bir kere İhlas süresini. Bu namazdan sonra ikindi namazına kadar dua ederdi. Bu arada şunu söylerdi: Resülullah Efendimiz (s.a.a.) de bu gününde böyle ederdi.”1181" 
________________________________
▪1179 Gavs’ül-Azam Abdulkadir Geylani, Gunyet’üt-Talibin,, s.502. ▪1180 Gavs’ül-Azam Abdulkadir Geylani, Gunyet’üt-Talibin,, s.553. ▪1181 Gavs’ül-Azam Abdulkadir Geylani, Gunyet’üt-Talibin,, s.553. 
 
   Bir rivâyette belirtildiğine göre, İmam Muhammed Cevad, Bağdat’ta iken Receb ayının ortasına denk gelen günde ve yirmi yedinci gününde oruç tutmuştu. Bütün ailesi ve maiyetindekilerde oruç tutmuşlardı. 
 
   Râvi anlatıyor: 
 
   “Bize on iki rekât namaz kılmamızı emretti. Her rekâtta Fatiha süresi ile birlikte bir süre okuyordu. Namazı bitirince dört Fatiha, dört İhlâs, dört de Felak ve Nas sürelerini okudu. Dört kere, “La ilahe illallahu vallahüekber, subhanallahu velhamdülillahi vela havle vela kuvvete illa billahi’l-aliyyi’l-azim’, dört kere “Allahu Allahu Rabbi la uşriku bihi şeyen’, dört kere de, “La uşriku bi Rabbi ahaden’ dedi.”1182" 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder